- Genel Olarak
- Bilindiği üzere medeni kanunumuz 1 Ocak 2002 yılı itibariyle değişti. Mülga eski medeni kanunu yaklaşık 76 yıl boyunca yürürlükte kalmıştı. Eski medeni kanunda yasal mal rejimi olarak mal ayrılığı rejimi kabul edilmişti. Yani malların mülkiyeti kimdeyse mal onun kişisel malı olarak kabul edilirdi .
- 1 Ocak 2002’den itibaren yeni medeni kanun ile yasal mal rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejimi kabul edilmiştir. Yani eşler mal rejimi süresince karşılığını vererek kazandıkları tüm malları edinilmiş mal sayılır. Rejim tasfiye edildiğinde ise eşler arta kalan değeri yarı oranında paylaşırlar.
2)Mal Rejimi
- Eşlerin evlilik birliği süresince kendi malları üzerinde tasarruf etme , yönetme , yararlanma gibi hususları düzenleyen esaslardır. Bir nevi eşler arasındaki malların akıbetinin nasıl olacağı ile ilgili bir sözleşmedir. Mal rejiminin önemi mal rejiminin sona ermesinde ortaya çıkmaktadır. Çünkü bize malların paylaşılması ile ilgili yol gösterecektir.
3)Mal Rejimi Sözleşmesi
- Mal rejimi sözleşmesiyle kişiler tabi olmak istedikleri mal rejimini seçebilirler. Mal rejimi sözleşmesini ayırt etme gücüne sahip herkes yapabilir. Küçük ve kısıtlıların yasal temsilcisinin rızasını alması gerekmektedir. Ayırt etme gücü olmayan kişilerin ise yasal temsilcisi ve vesayet makamından izin alması gerekmektedir. Mal rejimi türleri kanunda sınırlı sayıdadır. Kişiler dört tür mal rejimini seçebilirler.
- Bunlar;
- Edinilmiş mallara katılma rejimi
- Mal ayrılığı rejimi
- Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi
- Mal ortaklığı rejimi
- Kişiler yukarıda sayılan dört mal rejimi dışında karma bir rejim seçemezler. Kanun koyucu burada sınırlı bir özgürlük alanı bıraktığını söylemek mümkündür. Konumuz edinilmiş mallara katılma rejimi olduğundan bu yazımızda sadece edinilmiş mallara katılma rejimini anlatacağız.
4)Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi
- Eşler evlenme başvurusu yaparken ya da evlenme sırasında nikah memuruna hangi mal rejimine tabi olmak istediklerini iletebilirler. Eğer herhangi bir mal rejimini seçmezler ise yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimini seçtikleri kabul edilir.
- Ancak taraflar evlendikten sonra da mal rejimi sözleşmesini noterden düzenleme veya onaylama biçiminde yaparak değiştirebilirler. Değiştirme anına kadar hangi mal rejimi varsa o mal rejimi hükümleri uygulanır daha sonra ise tabi olmak istedikleri mal rejimi hükümleri uygulanır.
-Edinilmiş mal: Her eşin mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği mal varlığı değerleridir.
Tanımdan da anlaşılacağı üzere dikkat edilmesi gereken husus mal edinirken bir karşılığın verilmiş olması gerekir.
Edinilmiş Mallar;
a) Çalışmasının karşılığı olan edimler
b) Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumu ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler
c) Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar
d) Kişisel malların gelirleri
e) Edinilmiş malların yerine geçen mallar
-Burada edinilmiş mal rejiminin iki temel unsuru vardır. Birincisi malın, mal rejimi devamı süresince edinilmiş olması ve ikinci unsur ise edinilmiş malın bir karşılık verilerek elde edilmiş olmasıdır.
- Çalışmasının karşılığı olan edimler nelerdir ?
1) Emeğinin karşılığı olan her türlü iktisaplar (para, mal, pay)
2) Üçüncü kişilerden alacak hakları
-Davalı eşin üçüncü kişilerde olan her türlü alacakları bu kapsamdadır. Peki davalı eşin üçüncü kişilerde bulunan alacağı mal rejimi süresi boyunca tahsil edilemezse ne olacaktır? Bu durumda genel hükümlere göre hareket edebiliriz. Eğer alacak mal rejimi sona erdiğinde alınamamışsa biz bunu aktif olarak edinilmiş mal rejimi olarak kabul edemeyiz. Ancak eğer mal rejimi sona erdikten sonra yargılama devam ederken tahsil edilirse bu takdirde tekrar ekleyebiliriz. Eğer tahsil edilemezse davalı eşin mal varlığı aktifinde yer almayacaktır. Bu durumda alacağın temliki hükümlerine göre talep edilebilir.
3) Şirket payları
– Emek karşılığı olarak edinilen mallar arasına şirket paylarını da ekleyebiliriz. Burada şirketin aktif ve pasifleri toplanır ve ortaya çıkan net değer üzerinden kalan artık değerinin yarısı katılma alacağı olarak hesaplanır. Eğer şirketteki pay edinilmiş mal değil kişisel mal ise bu takdirde davacı eş katılma alacağı alamaz. Ancak payın getirdiği getirileri alabilir.
4) Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumu ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler
-Burada davalı eşin yaşam süresi sonuna kadar olan ihtiyaçlar göz önünde tutulmak zorundadır. Bu tür ödemelerde kişinin kişisel malı olabilecek miktarın ayrılması gerekir. TMK m. 228/2 ile birlikte yorumlanmalı .
Özel sigortalar bu kapsamda değil ..
5) Çalışma gücünün kaybı nedeniyle tazminatlar
6) Kişisel malların gelirleri
-Kişisel malların her türlü gelirleri örneğin kira geliri , faiz geliri vs. edinilmiş mal olarak kabul edilir.
7) Edinilmiş mallar yerine geçen değerler
– Edinilmiş malın yerine başka bir malın geçmesi onun edinilmiş mal olduğu gerçeğini değiştirmez.
* Edinilmiş mallar tahdidi olarak kanunda sayılmamıştır. Kanunda geçen özellikle ifadesi bunu ortaya koymaktadır.
Kişisel Mallar
Aşağıda sayılanlar kanun gereğince kişisel mallardır :
1) Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya
– Örneğin giysiler, süs eşyası, spor aletleri gibi özel kullanım eşyaları
2) Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri
– Katılma rejiminden önceki malları
– Katılma rejimi süresince miras yoluyla kazanılan
– Karşılıksız kazanmayla elde edilen mallar ( bağışlar, milli piyango , şans oyunları)
3) Manevi tazminat alacakları
– Kişi acı ve ızdırabı çektiğinden manevi tazminatı kişisel mal olarak kabul edilmiştir.
4) Kişisel mallar yerine geçen değerler
– Bir eşin kişisel malının yerine geçen mal yine o eşin kişisel malıdır. İkame değer olduğundan mal değişmiş olsa da değerin kaynağı kişisel maldır.
5) Sosyal güvenlik ve yardım kurumlarınca ya da çalışma gücü kaybı nedeniyle ödenen toptan ödeme veya tazminatların hak sahibinin kalan yaşam süresini karşılayacak olan miktarları
5) Eşlerin Malvarlıkları Üzerinde Yönetimi, Tasarrufu ve Yararlanması
- Doğal olarak her eş kendi malvarlığı üzerinde tasarrufta bulunma, yararlanma, ve yönetimi sağlama hakkına sahiptir. Bu mallar edinilmiş mal veya kişisel mal olabilir.
- Ancak bu özgürlük alanının birkaç istisnası vardır. Bunlar;
- Aile yapısının korunması veya diğer eşin menfaatinin zedelenmemesi için mahkeme kararıyla diğer eşin tasarruf yetkisinin kısıtlanması
- Mahkeme kararıyla, bir eşin yapacağı hukuksal işlem için diğer eşin rızasını alınması şartıyla tasarruf yetkisinin kısıtlanması
- Boşanma davası açılması durumunda alacakların korunması için diğer eşin tasarruf yetkisinin kısıtlanması
- Eşlerden biri açık veya örtülü olarak malların yönetimini diğer eşe bırakarak kendi iradesiyle tasarruf yetkisini kısıtlayabilir.
- Eşler arasında paylı mülkiyet varsa bir eş diğer eşten izin almadan kendi payı üzerinde tasarrufta bulunamaz .
6) Aile Konutu (Özel Kısıtlama Hali)
- Resmen evli eşlerin düzenli olarak birlikte yaşadıkları, bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdikleri ve yerleşim amacıyla kullandıkları konuta aile konutu denir.
- Aile konutu eşlerden birinin edinilmiş malı ya da kişisel malı olabilir. Hatta iki eşin mülkiyetinde bulunmayıp kiralık bile olabilir.
- Kanun gereği bir eş diğer eşin rızasını almadan aile konutu üzerinde tasarrufta bulunamaz. Aile konutu kira ise kira sözleşmesinin tarafı eş diğer eşin rızası olmadan kira sözleşmesini feshedemez.
- Bu kısıtlamalar için herhangi bir mahkeme kararına ihtiyaç yoktur.
- Diğer eş isterse tapu dairesine giderek aile konutuna şerh koyabilir. Bunun için malik eşin rızası da gerekmemektedir. Eğer aile konutu kira ise tek taraflı bir bildirim ile kira sözleşmesinin tarafı haline de gelebilir.
- Yargıtayın son içtihatlarına göre bir ev aile konutu ise ve tapuya şerh verilmemiş olsa bile aile konutu sayılmaktadır. Bu durum kanımca hak kayıplarına yol açabilir. Çünkü tapu sicilinde yer almayan bir şerh veya beyana güvenerek konutu satın alan bir kişiye daha sonra bu aile konutudur diyerek tasarrufu iptal etmek hak kaybına yol açmaktadır. Kaldı ki tapuya şerh vermek çok zor olmasa gerek.
7)Eşler Arasındaki Mal Rejiminin Sona Ermesi
Mal rejiminin sona ermesi anı
- Boşanma ile sona ermiş ise boşanma davasının açıldığı tarih esas alınır
- Evliliğin iptali ile sona ermişse iptal davasının açıldığı tarih esas alınır.
- Hakim tarafından mal ayrılığına karar verilerek sona ermişse davanın açıldığı tarih esas alınır
- Ölüm ile son bulmuşsa ölüm tarihi esas alınır
- Eşlerin başka bir mal rejimine geçmesi halinde noterde yaptıkları sözleşmenin tarihi esas alınır.
8)Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Sona Ermesi ve Mal Rejiminin Tasfiyesi
- Eşlerin mal rejimini sona erdiren bir halin ortaya çıkması halinde tabi oldukları mal rejimi hükümleri çerçevesinde mallarının tasfiyesine geçilir.
- Tasfiyede her eşin kişisel malları dışarıda bırakılarak edinilmiş malların tasfiyesine başlanır. Tasfiye yapılırken her eş diğer eşte bulunan malını isteyebilir. Hatta tasfiye beklenmeden de kişisel mallar talep edilir.
- Ancak mal rejimi sona ermeden kişiler edinilmiş mallar için taleplerde bulunamaz. Bu talepler mal rejiminin son bulmasından tasfiye kararına kadar ileri sürülebilir.
- Tasfiye yapılırken malların mülkiyeti eşlerde kalmaya devam eder sadece katılma alacakları hesaplanır.
- Eğer eşler arasında bir mal üzerinde paylı mülkiyet varsa ve eşlerden birinin üstün yararı varsa bu üstün yararını ispatlayarak diğer payı alabilir. Örneğin, bir terzi dükkanı mülkiyeti iki eşe ait ise ve eşlerden biri terzi ise bu takdirde terzi olan eşin üstün yararı var diyebiliriz.
- Eşler arasındaki malvarlığı rejiminin sona ermesiyle birlikte eşlerden biri tasfiye davası açarak katılma alacağı ve varsa değer artış payını alacaktır. Boşanma davası ile tasfiye davası birlikte açılmamasında yarar vardır. Keza Yargıtay da davaların ayrılmasının gerektiğini kabul ediyor. İlk boşanma davası açılmalı ardından tasfiye davası açılmalıdır.
Katılma alacağı
- Mal rejiminin sona ermesi ve tasfiyede, her eş, karşı eşin edinilmiş mallarının tasfiye sırasındaki değerinin ( artık değer ) yarısı üzerinde katılma alacağı hakkına sahiptir.
- Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılırlar.
- Mal rejiminin sona ermesi başka, tasfiye anı başkadır.
Örneğin; 2018 yılında %60 tamamlanmış bir inşaat varken mal rejimi boşanma sebebiyle sona ermiş olsun. Tasfiye anı ise 2021 yılı olsun. Bu durumda 2021 yılında tamamlanmış inşaat üzerinden mi tasfiye edilecek yoksa 2021 yılında %60 tamamlanmış inşaatın piyasa değeri mi hesaplanacak? Kanun gereği mal rejimi 2018 de sona erdiğinden malın o zamanki halinin tasfiye anındaki piyasa değerine göre hesaplanacaktır.
- Borç hangi mal grubuna ait ise o mal grubunun pasifine yazılır , keza alacak hangi mal grubuna ait ise o mal grubunun aktifine yazılır.
- Eşler arasındaki mal transferleri satış da değildir bağış da değildir. Yargıtay bunu fiili karine olarak kabul etmektedir. Satış ya da bağış olduğunu iddia eden iddiasını ispatlamalıdır,
- Mal rejimi tasfiyesinde mallar ayın olarak istenemez. Borçlu eş eğer isterse borcunu ayın olarak verebilir. Kanun bu seçimlik hakkı sadece borçlu eşe tanımıştır.
- Uygulamada Yargıtay’ın kabul ettiği bir istisna daha var. Eğer eşler malların tasfiyesini bir protokol ile kararlaştırmış ve hakim onaylamışsa bu takdirde ayın verileceğine ilişkin bir hüküm varsa ayın olarak verilmesi gerekmektedir.
Katkı payı alacağı ve Değer artış payı
- Bu katkı esaslı bir katkı olmalıdır. Örneğin arabanın bir dönemlik MTV’sini ödemek ya da kaskosunu ödemek esaslı bir katkı değildir. Arabanın motoru yenilenmişse esaslı bir katkı diyebiliriz.
- Bu katkıdan herhangi bir karşılık alınmamış olması gerekir. Diğer yandan bağış da olmaması gerekir.
- Katkı , kişisel maldan kişisel mala olabilir. Kişisel maldan edinilmiş mala olabilir ya da edinilmiş maldan kişisel mala olabilir. Ancak edinilmiş maldan edinilmiş mala katkı olamaz. Mal grubu aynı olduğundan herhangi bir yarar da olmayacaktır.
- Katkı payı eğer mal üzerindeki değeri artmışsa katkı payı oranında değer artış payına katılma sağlanabilir. Örneğin 100 bin liralık mala koca 80 bin karı ise 20 bin vermiş olsun. 5 yıl sonra boşanma kararı alınmış ve dava açılmış olsun. Tasfiye sırasında ise bu malın değeri 200 bin lira olmuş olsun . Burada değer artış payı nasıl hesaplanacaktır?
20/100=1/5 olacaktır daha sonra 200×1/5=40 olacaktır. Yani karının tasfiye sırasındaki payı 40 bin lira olacaktır.
- Eşler yazılı anlaşma ile pay oranlarını azaltabilir ya da tümden vazgeçebilirler. Bu sözleşmenin geçerlilik koşulu olarak noterde onaylama veya düzenleme biçiminde yapılması gerekir.
9) Mal Rejiminin Sona Ermesi ve Tasfiyede Üçüncü kişilere karşı dava hakkı
- Tasfiye sırasında, borçlu eşin malvarlığı veya terekesi, katılma alacağını karşılamadığı takdirde, alacaklı eş veya mirasçıları, edinilmiş mallarda hesaba katılması gereken karşılıksız kazandırmaları bunlardan yararlanan üçüncü kişilerden eksik kalan miktarla sınırlı olarak isteyebilir.
- Dava hakkı, alacaklı eş veya mirasçılarının haklarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde mal rejiminin sona ermesinin üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
10)Edinilmiş mallara katılma rejiminin Ölümle Sona Ermesi Halinde Tasfiye
- Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir
- Sağ kalan eş, aynı koşullar altında ev eşyası üzerinde kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.
- Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir.
- Sağ kalan eş, mirasbırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek veya sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde bu hakları kullanamaz.
- Evlilik birliği, eşlerden birinin ölümüyle sona erdiğinde, sağ kalan eş ve çocuklar ve diğer mirasçılar arasında miras paylaşımı yapılmadan önce, eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi yapılır.
- Sağ kalan eş ölenin edinilmiş mallarının yarısını aldıktan sonra miras paylaşımına geçilir. Tereke, ölen eşin edinilmiş mallarının yarısı ile kişisel mallarından oluşur.
- Miras paylaşımına geçildiğinde çocukları ile birlikte mirasçı olan sağ kalan eş, 1⁄4 miras payı alır.
- Eğer evlilik süresince oturulan ve mülkiyeti ölen eşe ait olan “aile konutu” var ise, sağ kalan eşe aile konutunun mülkiyetinin “miras hissesine mahsuben” kendisine verilmesini isteme hakkı tanınmıştır.
- Boşanma davalarında haklı/haksız olmanın yanında hukuk tekniği ve usulü bilmek gerekir. Neyi ne zaman ve ne şekilde istenebileceği ancak bir avukat yardımıyla olabilmektedir.
Av. Mustafa ÜLGEN
Bir yanıt yazın